Vergi Mükellefiyet Kaydınızın Silinmesine Karşı Hukuki Yollar
VERGİ USUL KANUNUNUN 160/A MADDESİ GEREĞİNCE
MÜKELLEFİYETİN RE ' SEN TERKİN EDİLMESİ
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini" başlıklı 160/A. maddesinde;
''Mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükellefler vergi incelemesine sevk edilir ve bunlar nezdinde yoklama yapılır.
Yoklamayı müteakip, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ilişkin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdarın onayı ile mükellefiyet kaydı terkin edilir ve bu durum mükellefe tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında aynı maddede belirtilen türde teminat verilmesi ve tüm vergi borçlarının ödenmesi şartıyla mükellefiyet, terkin tarihi itibarıyla yeniden tesis edilir. Mükellefiyetin terkin edildiği tarih ile yeniden tesis edildiği tarih aralığında verilmeyen beyanname ve bildirimler, yeniden tesise ilişkin yazının mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde verilir ve tahakkuk eden vergiler aynı sürede ödenir. ..." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kanuni düzenlemeden görüleceği üzere re'sen terkin işlemi çeşitli kriterler incelendikten sonra vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu yönünde görüş bildirmesi üzerine vergi dairesi başkanı veya defterdarın onayıyla mükellefiyet kaydının terkin edilmesinden ibarettir. Vergi incelemesine sevk düzeyinde yeterli görülüp "riske" dayalı olarak vergi mükellefiyetinin terkin edilmesine ilişkin olması nedeniyle ispatın derecesinin normalden daha yüksek olması gerektiği değerlendirilmelidir. Bu yazıda mükellefiyetin re'sen terkin edilmesi süreci ile birlikte hakkında ilgili işlem uygulanan mükellefin başvurabileceği hukuki yollar izah edilecektir.
Sahte Belge Düzenleme Riski Değerlendirilirken Ele Alınan Kriterler
-İş Yerinin (Özellikle Yapılan Yoklamalarda) Faal Olup Olmadığı
-İş Yerinde Emtianın Mevcut Olup Olmadığı
-Sektöre Göre Yapılan Hizmet İçin Gerekliyse İlgili Ruhsat / İzin Belgesinin Mevcut Olup Olmadığı
-Mükellefin Aktif Sermaye Büyüklüğü
-Vergi Beyannamelerinin ve Ödenen Vergi Tutarlarının Uyumluluk Durumu
-Sigortalı Çalışanların Bordroları ve SGK Bildirimleri
-Üretim / Ticaret / Faaliyet Kapasitesi İle Beyan / Bildirimlerin Uyumluluk Durumu
-Yanıltıcı Belge Düzenleme / Kullanma Yönünden Rapor Bulunup Bulunmadığı
-Ortaklık Yapısı / Ortaklara İlişkin Bilgi Belgeler
2. Sahte Belge Düzenleme Riskinin Yüksek Olduğunun Tespit Edilmesi Üzerine Yapılacak İşlemler
Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilmesi üzerine ;
- Vergi incelemesi sevk edilip mükellefin bilinen iş yeri adresinde yoklama yapılır.
Yapılan yoklama sonucunda, geçici ayrılmalar hariç, nezdinde yoklama yapılanın veya yetkilisinin, bilinen iş yeri adresinde bulunamaması (iş yeri adresinde olunmaması, adreste başkasının olması ya da adresteki iş yerinin boş olması gibi) hâlinde ikinci yoklama; gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.
Yoklamada yukarıda belirtilen kriterlerle birlikte mükellefin hakikatte faaliyette bulunduğunu veya bulunmadığını ispatlamaya matuf hususlar tespit edilir ve düzenlenen tutanakta bunlara yer verilir.
Bu tutanakta, nezdinde yoklama yapılanın veya yetkilisinin açıklamaları hariç olmak üzere, görüş ve kanaate yer verilmez. İhtiyaç duyulması hâlinde, mükellefin iş yeri çevresindeki esnaf, site yöneticisi, komşu, muhtar vb. kişilerin mükellefin faaliyetine yönelik ifadeleri, ilgiliye imzalatılarak ayrı bir tutanakla kayıt altına alınabilir.
- Yoklamaya müteakiben vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ilişkin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdarın onayı alınır ve işlem mükellefe tebliğ edilir.
- Vergi dairesi başkanının/defterdarın onay vermemesi durumunda, bu aşamada herhangi bir işlem tesis edilmez ve bu durum, gerekçeleri ile birlikte, analiz ve değerlendirme sonucunu aktaran ilgili birime Başkanlık aracılığıyla bildirilir.
3. Teminat ve Yeniden Mükellefiyet Tesisi
Mükellefiyet kaydının re’sen terk edildiğine yönelik yazının tebliğinden itibaren bir ay içinde ;
Öncelikle tüm vergi borçlarının ödenmesi ve Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinde yer alan (2025 yılı için 990.000 TL) asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belgelerin düzenlendiği dönemlerde (vergiler dâhil) toplam tutarın %10’u kadar teminat verilmesi koşuluyla mükellefiyetin terkin tarihinden itibaren yeniden tesis edileceği karara bağlanmıştır.
Dolayısıyla mükellefiyet kaydının re’sen terk edildiği yazısının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde mükellefin;
-Bağlı olduğu vergi dairesine başvuruda bulunması,
-2025 yılı için 990.000 TL tutarından az ve 14.000.000 TL tutarından fazla olmamak üzere sahte belgelerdeki toplam tutarın %10’u kadar teminat vermesi,
-Tüm vergi borçlarını ödemesi koşuluyla mükellefiyeti yeniden tesis edilebilir.
4. Vergi İncleme Raporunun Sahte Belge Düzenlenmediğine İlişkin Olması
Vergi incelemesi neticesinde tanzim edilen raporda; sahte belge düzenlenmediği tespit edilmiş ise mükellefe, bir ay içerisinde tahakkuk eden vergilerin yine bir ay içerisinde ödenmesi gerektiğine dair bir yazı iletilir. Yine ilgili yazıda mükellefin , yeniden mükellefiyetinin tesis edilmesini talep etmemesi durumunda mükellefiyetinin açılmayacağı da bildirilir.
Vergi incelemesinden sonra oluşan raporda; sahte belge düzenlemediği tespit edilen mükellefin kaydının yeniden tesisi için daha önce vermiş olduğu teminat, başka vergi borcu yoksa mükellefe geri iade edilir. Borcu bulunması durumunda ise iade tarihi itibariyle mahsup edilerek kalan tutar iade edilir.
5. Re'sen Terkin İşleminin İptali İçin Dava Açılması ve Yürütmenin Durdurulması
Re'sen terkin işleminin iptal edilebilmesi için , ilgili işlemin mükellefe tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde işlemi yapan vergi dairesinin bağlı bulunduğu vergi mahkemesinde dava açılmalıdır.
İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. Maddesinden bilindiği üzere idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulması kararı verilmektedir.
Yine , hakkında re'sen terkin kararı verilen mükellefin dava açarken mutlaka yürütmenin durdurulması talebinde bulunması gerekir. Bu talep kabul edilir de ilgili idari işlem hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilirse mükellef kaydı dava sonuçlanıncaya kadar terkin edilmemiş olacak ve böylece mükellef dava sonuna kadar beyanname vermeye , SGK / BAĞKUR gibi primleri bildirmeye devam edebilecektir.
Örnek olarak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesi ' nin 2025 / 112 sayılı Yürütmenin Durdurulması hakkında verdiği kararda ;
'' ....................... Mükellefiyetin re'sen terkini işlemi için açılan davada , davalı idare tarafından sunulan fotoğraflarda elektrik malzemeleri toptan ticareti işiyle iştigal eden davacının bu malzemelerle ilgili emtialarının bulunduğunun görüldüğü , 05.02.2020 tarihli yoklamada faal olduğu , 3 aylık muhtasar beyannamelerini verdiği , iş yerinin kiralık olduğu , 2020 2021 2022 2023 2024 BA-Bs , Bs-BA analizlerinin hemen hemen uyumlu olduğu , demirbaşları bulunduğu , 19.09.2024 tarihli yoklamada sigortalı çalışanın imza attığı , 7.500 TL kira bedeli olan iş yerinde muhtelif demirbaşlaırn bulunduğu hususları dikkate alınarak davacı tarafça yapılan itirazın KABULÜNE , YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA........................''
Şeklinde hüküm kurmak suretiyle alt derece mahkemesinin vermiş olduğu ''Yürütmenin Durdurulması Talebinin Reddine'' kararını kaldırarak ilgili idari işlemin yürütmesini durdurmuştur.
6. Re'sen Terkine Dair Danıştay Kararları
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 26/04/2024 tarih 2023 / 10 E. , 2024 / 5 K. Sayılı kararı ;
“213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 132/A maddesi uyarınca yapılan elektronik yoklama sırasında nezdinde yoklama yapılanın veya temsilcisinin bulunmaması ya da bu şahısların imzadan çekinmesi halinde elektronik yoklama neticesinde düzenlenen yoklama fişini temsil eden elektronik yoklama imza formunun Vergi Usul Kanunu’nun 131. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca polis, jandarma, muhtar veya ihtiyar meclisi üyelerinden birine imzalatılmasının gerektiği”
Danıştay 4. Daire, 02.02.2021 tarih ve E. 2016/21560 K. 2021/647 sayılı kararı ;
"YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı tarafından, … tarih ve … sayılı dilekçe ile davalı idareye yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 02/11/2015 tarihinde yapılan ilk yoklamadan sonra davacı nezdinde başka bir yoklama yapılarak faaliyetinin bulunmadığı kesin ve somut verilerle ortaya konulmadığı, dolayısıyla yeterli araştırma ve tespit yapılmadığı anlaşıldığından, 30/09/2015 tarihi itibariyle mükellefiyetin resen terkin edilmesi işlemi ve mükellefiyet terkini işleminin nakil terk olarak düzeltilmesi talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adresinde yönetici nezdinde yapılan 02/11/2015 tarihli yoklamada, şirketin adresinde bulunmadığı, adreste başka bir firmanın olduğu, söz konusu adreste faaliyetine devam ettiği hususunda herhangi bir emareye rastlanmadığı gerekçesiyle 30/09/2015 tarihi itibariyle şirketin mükellefiyet kaydının re'sen terkin edildiği, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE : İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin reddine, 2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,"
Danıştay 4. Daire, E. 2023/4014 K. 2023/4415 T. 21.06.2023 sayılı Re'sen Terkin İşlemi İle Yeniden Tesis Edilecek Mükellefiyete Dair Teminat Belirlenmesi İşlemleri Arasında Bağlantı Olduğuna Dair Karar ;
.....Her ne kadar Mahkemece davacı tarafından, mükellefiyet kaydının 213 sayılı Kanunun 160/A maddesi uyarınca resen terkin edilmesine ilişkin olarak tesis edilen ...tarih ve ...sayılı işlemin iptali istemiyle Mahkemelerinin E:...esas sayılı dosyasında açılan davanın derdest olduğu, aynı işlemin, işlemde bahsi geçen ve mükellefiyet kaydının yeniden tesis edilebilmesi için 2.749.937,31 TL tutarında teminat verilmesi gerekeceği yönündeki şarta ilişkin kısmının iptali istemiyle ve resen terkin işleminin hukuka aykırı olduğu, faaliyetlerinin devam ettiği yönünde iddialarla bakılan davanın açıldığı, davacı tarafından, işlemde mükellefiyetin yeniden tesisi için istenilen teminat tutarına yönelik bir itiraz ileri sürülmediği gibi, iddialarının esasen resen terkin işlemine yönelik olduğu, bu iddiaların ise Mahkemelerinin E: ...sayılı dosyasında resen terkin işleminin yargısal denetimi sırasında değerlendirileceği, bunun dışında, resen terkin işleminin bir unsurunu teşkil etmeyen ve terkin edilen mükellefiyetin yeniden tesis edilme koşullarından biri olarak işlemde yer verilen şartın, resen terkin işleminden bağımsız bir işlem teşkil etmediği, bu nedenle halihazırda Mahkemelerinin E:...sayılı dosyasında dava konusu edilmiş bulunan terkin işleminden ayrı şekilde ve aynı iddialarla idari davaya konu edilmesinin usulen mümkün bulunmadığı sonucuna varılarak incelenmeksizin ret kararı verilmiş ise de; resen terkin işlemiyle ilintili olmakla birlikte teminat istenmesi işlemi hakkında, bağımsız değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği, bu sebeple incelenmeksizin ret kararı verilemeyeceği kanaatine varılmış olup, yukarıda bahsedilen mevzuat hükümleri çerçevesinde (...Vergi Mahkemesinin E:..., K:...sayılı kararı da göz önünde bulundurularak) yeniden bir karar verilmesi gerekir.
Av. Emirhan HACIGÜL