Türk Ceza Hukukunda Kesinleşen Mahkumiyetin Kaldırılması
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU ' NA GÖRE KESİNLEŞMİŞ MAHKUMİYETİN KALDIRILMASI
OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLLARI
20 Temmuz 2016 itibariyle Bölge Adliye Mahkemeleri (İstinaf) uygulamasının başlamasıyla ceza hukukumuzda üç dereceli yargılama sistemine geçildiğinden bahsedilebilir. İlk derece ceza mahkemesi , bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay ceza hukukumuzda yargılamaya yetkili makamlardır.
İlk derece mahkemesince verilen ve istinaf veya temyiz edilemeyen kararlar , Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kesin nitelikli ve Yargıtay tarafından verilen kesin nitelikli kararlara kural olarak itiraz edilemez. İşte bu karar eğer mahkumiyet niteliğinde ise kesinleşmiş mahkumiyet kararları karşımıza çıkar ve bu aşamadan sonra infaz aşamasına geçilir.
Ancak Ceza Muhakemesi Kanununda yer alan bazı haller ve usullerde bu şekilde kesinleşmiş kararlara karşı da itiraz edilebilir. Bu yollara olağanüstü kanun yolları adı verilir.
A. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZI CMK MD 308
Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilen ve kesin nitelikteki kararlara karşı bu yola başvurulabilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı re'sen veya talep üzerine ilgili karara karşı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Burada talep üzerine yapılacak itirazdan ceza davasının taraflarının talebi anlaşılmaktadır. Sanık / müdafii veya katılan / vekili tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından bu itirazın yerine getirilmesi talep edilebilir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bu itirazı ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde yapabilir. Ancak yapılacak itiraz sanık lehine ise bir aylık süre aranmaz. Dolayısıyla konumuz kesinleşmiş mahkumiyetlere itiraz olduğundan dolayı bu şekilde yapılacak bir itirazda süre aranmayacaktır.
Başsavcılığın itirazı üzerine dosya kararı veren Yargıtay Ceza Dairesine gönderilir. Daire , itirazı yerinde görürse kararını düzeltir , görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından verilen karar kesindir.
B. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CUMHURİYET BAŞSCISININ İTİRAZI CMK MD 308 / A
Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri tarafından verilen kesin nitelikteki kararlara karşı bu yola başvurabilir. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı , re'sen veya talep üzerine kararı veren daireye itiraz edebilir. Burada da talepten kasıt yukarıdaki gibi ceza davasının taraflarının talep etmesidir.
BAM Cumhuriyet Başsavcılığı bu itirazı ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde yapabilir. Ancak yapılacak itiraz sanık lehine ise bir aylık süre aranmaz.
Başsavcılığın itirazı üzerine dosya kararı veren BAM Ceza Dairesine gönderilir. Daire , itirazı yerinde görürse kararını düzeltir , görmezse dosyayı BAM Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderir. Yargıtay Kurul tarafından verilen karar kesindir.
Burada Yargıtaydan farklı olarak Genel Kurul yerine BAM Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu ilgili incelemeyi yapmaktadır. Dörtten fazla ceza dairesi olan Bölge Adliye Mahkemelerinde HSK tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve 4 üyeden oluşan Başkanlar Kurulu bu incelemeyi yapar.
C. KANUN YARARINA BOZMA CMK MD 309 (YAZILI EMİR)
İstinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerin Yargıtay tarafından bozulması için başvurulabilen bir kanun yoludur.
Bu yola , Adalet Bakanlığının yazılı istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı başvurabilir. Yargılama sırasında karar veya hükme cumhuriyet savcısı, sanık, hakim, mahkeme, şikayetçi veya müdahil olarak katılan kişiler de kanun yararına bozma kanun yolunu kullanması için Adalet Bakanlığı’ndan talepte bulunabilir. Hükümlünün cezasının kaldırılması veya daha az ceza verilmesi gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bu yola re'sen başvurması da mümkündür.
Kanun Yararına Bozma talebini Yargıtay Ceza Dairesi inceler.
Yargıtay ileri sürülen nedenleri yerinde görürse karar veya hükmü kanun yararına bozar. Bozma kararına karşı direnilemez.
Kanun Yararına Bozma başvurusunda sanık lehine veya aleyhine olduğuna bakılmaksızın herhangi bir süre sınırlaması yoktur.
Hükümlünün cezasının kaldırılması gerekiyorsa cezanın kaldırılmasına , daha hafif bir cezanın verilmesi gerekiyorsa bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesi doğrudan hükmeder.
D. YARGILAMANIN YENİLENMESİ (İade-i Muhakeme)
Kesinleşmiş bir hükme karşı , kanunda yazan sebeplere dayanarak sanık lehine veya aleyhine olacak şekilde aynı mahkemeden tekrar yargılanma talep edilmesine yargılamanın yenilenmesi denir.
Yargılamanın yenilenmesi kanun yolunda süre sınırlaması yoktur.
Yargılamanın yenilenmesi talebi kararı veren mahkemeye başvurularak yapılır. Mahkeme , istemin kabul edilebilir olup olmadığına , kabul edilebilir ise esaslı olup olmadığına duruşma yapmaksızın karar verir. Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabul edilebilir olup olmadığında dair verilen karara karşı itiraz yoluna gidilebilir. Yine , yargılamanın yenilenmesi talebinin esassız olduğundan bahisle reddi kararına karşı da itiraz yoluna gidilebilir. İstem kabul edilebilir ve esaslı görülürse duruşma açılarak dava yeniden görülür.
Verilen hükmün infaz edilmiş olması veya hükümlünün ölmüş olması yargılamanın yenilenmesi yoluna engel olmaz. Ölenin eşi , üstsoyu , altsoyu , kardeşleri de kişinin aklanması amacıyla yargılanmanın yenilenmesi talep edebilir. Aynı şekilde Adalet Bakanlığı da bu kişilerin yokluğu halinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilir.
Sırf yargılamanın yenilenmesi talep edildiğinden bahisle hükmün infazı ertelenmez. Ancak mahkeme infazın durdurulmasına veya ertelenmesine karar verebilir.
Yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa verilecek hüküm önceki hükümde belirlenen cezadan daha ağır bir cezayı içeremez
1.Hükümlü Lehine Yargılamanın Yenilenmesi Sebepleri
a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.
2. Sanık veya Hükümlü Aleyhine Yargılamanın Yenilenmesi Sebepleri
Sahte Belge Kullanılması : Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa, hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapılabilir.
Hakimin Hükümlü Lehine Görev Kusuru İşlemesi : Hükme katılmış olan hakimlerden biri, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş ise, hükümlünün aleyhine yargılamanın yenilenmesi (iadei muhakeme) kanun yoluna gidilmesi mümkündür.
Sanığın İkrarı : Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa, sanık aleyhine yargılamanın yenilenmesi başvurusunda bulunulabilir. Ancak, sanığın gazete, tv, radyo veya sosyal medya ortamında suç ikrarında bulunması yargılamanın yenilenmesi nedeni değildir.
Av. Emirhan HACIGÜL